31 August, 2012

Gule Gule Agustos derken

 
Hamurla oynayasim gelmis sanirim bu aksam,sekilden sekile.Tarifle alakasi kalmamis neredeyse. Her zamanki pogaca seklinden cikmak istedim,top sekli daha cok sevdigimden,topcuklar yaptim,iclerini doldurdum.Bahceye inmeye usendim,maydanoz yerine,kuru kekik kullandim,hamura kataraktan.Bir sure sonra topcuklari doldurmaktan daraldim,beyaz peyniri hamura kattim,basik topcuklar yaptim.Kimisinin ici hamurumsu oldu sanki sicakken,kimisi super.Mayasiz hamurdan,margarin yerine tereyagi ile,gayet yumusakca oldu.Bu arada oda sicakliginda tutmadigim yagi,eritip de kattim unun yarisini da ekledikten sonra tum malzemeye.(unun en son katilmasi gerekiyordu)Hee birde aldigi kadar unu yettiremedim,geri kalanini tam bugday unu ile tamamladim:) Gramli verilen tarifleri daha cok seviyorum sanirim:)
 
 
Londra'ma gittim iki kere bu hafta icinde.Serindi hava,yagmurlu ara ara.Bu hafta iste olmamak oyle iyi geldi ki bana.Ne guzel bir mola oldu,kendimle kalmak,ne zamandir yapmak istedigim seyleri yapabilmek,biraz kendimi simartmak,yine yeniden okul kirmisimcasina.Tate'deydim bir gun,bir gun de tatil alisverisinde,dolandim islak sokaklarda.Hafta basi gayet iyi basladigim dietimi,bozuverdim son iki gunde.Bolca yedim,yurudum,yuzdum,okudum,izledim,evimle ilgilendim bu molada.Yukaridaki fotograf Tate'den cikinca,oyle guzel caliyorlardi ki,oturdum tek basima bir sure.
 
 
Iste boyle bir gunde,bu kopru ustunde bekledim ben otobusumu bir aksam ustu.London Bridge'de.Siyah kahvem ve fistik ezmeli kit-kat'im bana eslik ederken:)
 
 
Malafa,Malafa.Sevdam'dan hediye.Bilmemi istemis,kendisi cok sevdiginden.Oyle iyi etmis ki.Kitabi,kapagina gore yargilamayin diyorlar ya Ingilizler,ben hep disina gore bakip alirim genelde bilirsiniz,bu kitabi gorunce,korkar gibi oldum resmen.Bilmedigim bir dolu yabanci,argo kelimeler cikti karsima,basta anlamadigim,okudukca alisip da,kelimeleri yerine oturttugum ve kisaca elimden birakamadigim,inanilmaz zekice buldugum,asla unutmayacagim,karanlik,kimi yerde beni biraz geren bir kitap oldu.Bir kac yerin altini cizmistim her zamanki gibi,hepsini IG hesabimda gosterdim,FB'da paylastim ki kimisi cok yerinde buldu o yazilanlari.Guzel bir hatirlaticiydi kimi cumle.Iyiki okumusum,Hakan Gunday'dan sanirim daha cok kitap okuyacagim ben.
 
 
Gizli Anlarin Yolcusu.100 bilmem kac sayfaya kadar bir sevkle geldim,sonra daraldim.Iki erkek arasindaki iliskiden,asktan degil asla.Cok fazla entrika,yalan dolan vardi,hele ki sonu beni sinir etti.Her bolumun basinda Tekin Gonenc'ten satirlar var,en cok sevdigim tarafi o oldu,kendisini tanimis oldum bir nevi,sevdim kelimelerinin birlesimini.
"ASKSA O SAKIN KORKMA NASILSA KONUSUR BUTUN DILLERI"  demis mesela sayfa 174'de.
 
Bunun disinda,Ayse Kulin'i iki erkegin askini anlatabildigi icin oyle takdir ettim ki,bizim ulkemizde,gay'lik yasaklanmaya calisilirken,kabul edilmez,gorulmezken,goruldugu halde konusulmazken,boyle bir kitabi yazmis olmasi buyuk bir olaydir diye dusundum.Belki fazla gercekciliginden,gordugum-duydugum kadari ile kitaptaki gibi oldugu icin kimi asik,dokundu bana bu kitap.Sonu icin halbuki,hayalim cok farkliydi.
 
Iste boyle gecti benim Agustos'um,perimle basladi,kisa bir mola ile son buldu.Eylul'un gelisini seviyorum her sene.Bu sene de ayri bir guzel olucak insanlah,hepimiz icin.
Sevgiyle,dop dolu gecsin guzel ay.

No comments:

Post a Comment