Mutlu Pazarlar dostlar.Çalışkan blogcu örneği sergiliyorum tatilde bile.Zaten tatil,ne zamandır yapmak istediklerimizi yapıp,kafayı rahatlatmak değil mi?
İtiraf ediyorum ki son bir kaç aydır okumam pek yavaşladı.Hedefi yarıladım da,son iki ayda tamamlayabilirmiyim emin değilim.Tamamlayamasam da,ne zamandır okumak istediklerimi okuyabildiğim için memnunum.İşte bu son iki kitap da onlardan ikisi,ne zamandır rafta duran...
Üniversitede Amin Maalouf'tan ne okuduysam çok severek okudum.O yüzden de hemen bu kitabı aldım çıkar çıkmaz.Başladım,okuyamadım...Geçen ay yine şans vereyim dedim,zorla bitirdim...Anladım ki,ders kitabı gibi,çok bilgi içeren denemeler bana göre değil.Dünya meseleleri beni geriyor.Evet,çok güzel konulara değinmiş Maalouf ama o konuları benim kafam almıyor...Sevemedim,okuduğum hiç de aklımda kalmadı:(
Kaç Eylüldür okumak istediğim,kardeşimin kitaplığından arakladığım psikolojik roman örneği...Evli bir kadına aşık olmuş Necip,ortada kalmış ,her daim kocasını memnun etmeye uğraşan Suad.Sümsük koca Süreyya ve gayet kötü ruhlu kardeş Hacer...
Gayet mutlu giden evliliklerin de,zamanla insanların değişmesi,kendi kendilerine kalarak da gayet mutlu olduklarını fark edip,kendi hobileri içinde kaybolup,hatta hobilerini takıntı haline getirip karşı tarafı ihmal ettiklerinde uzaklaştıklarını görüyoruz.Süreyya'nın deniz takıntısı,Suad'ın piyano aşkı,Necip'in Suad'a bunu geliştirmesi için destek ve örnek vermesi gibi...Kocandan daha çok arkadaşını görürsen,aşk yakındır;)
Tabii ki herkes hobisine,kendi zamanına sahip çıkmalı ama diğer yandan ikili hobiler de edinilip,çiftler her daim yakın olmalı diyorum;)
Hepinize aşk tazeleyici,bol okumalı bir gün dilerim:)
No comments:
Post a Comment