Bu kitap bana kaza ile ulasana dek,ne bu kitaptan,ne Prevost'dan haberim vardi acikcasi.Gonderilmis olmasini bir isaret olarak algiladim ve kendimi okuma mecburiyetinde hissettim.Benim gibi Madam Bovary'i seven ayni zamanda Madam Bovary'e hirsindan sebep sinir olan insanlarin sevecegi bir konu olabilir,fakat bazi yerlerin tercumesi okurken gercekten rahatsiz etmedi degil.
Soylu gencimizin Manon Lesko'ya olan inanilmaz aski..Oyle bir ask ki,gozler kor olmus,artik aptallik derecesine gelmis.Bu ask yuzunden neredeyse herseyini kaybeden genc sovalye,yasam standartlarini iyi etmek icin kendini satan Manon'u kac defa affedebilir? Tam Yeni Dunya'da mutlu sona kavustular derken,yine bir dolu aci...
Bu kitap,yasak,cikarci,ahlaksiz bir iliskiyi icerdiginden sebep Fransiz yetkililer tarafindan yakilmis.Bu kitabi okumamak buyuk bir eksiklik degil bence.
Ben Zweig'e asik oldum.Bu okudugum ikinci kitabi..Okumadigim kitabi kalmasin istiyorum.Su gibi akiyor ve ikidir beni kendine hayran birakiyor. Simdilik bir kadinin yasadiklarini bu kadar mukemmel anlatabilen baska bir yazar tanidigimi sanmiyorum.Mektubun baslama cumlesi,sanirim okuyan herkesin kalbine yazilmistir.Sana,beni asla tanimamis olan sana.... Mektubu yazan kadin,gozumde cok onurlu asiklardan birisi, anlattiklarindan anladigim kadari ile.Kitabi okuduysaniz kadinin yaptiklarindan sebep bana katilmayabilirsiniz belki ama benim bu kitapta gordugum cok asik,tutkun bir kadin.Kendini satmis olmasi nedense bana Manon kadar batmadi😔 Okumanizi cok isterim.
SHTUM.Kitabi yeniden elime aldigimda,icime bir yumru oturdu benim.Sanirim Mino'nun Siyah Gulu'den sonra agladigim tek kitap.Abartiyorsun diyebilirsiniz ama bu kitap beni cagirdi resmen,o kadar kitap icinde soyle bir baktim,biraz arkasinda okuduklarimdan biraz da kapagindan sebep hic kitabim yokmus gibi aldim Ocak ayinda...Jem Lester bu hikayeyi tamamen kendi yasadiklarindan esinlenerek yazmis.
Gelelim konusuna...Bu bir aile masali aslinda.3 jenerasyon erkegin yasadiklari.Ailenin en genc ve tek elemani Jonah 10 yasinda...Konusmayan,elmayi,ucusan tuyleri,bahcede kosusturmayi cok ama cok seven ekmek yok diyince kocaman bir tanturum cikaran,alti bezlenen,kakasini yaptiginda elini poposuna sokup kakasini duvarlara surmus olan otistik bir cocuk...Konusmadan,anlayana cok sey anlatan,dedesini cok seven ve hic bikmadan,kinamadan dinleyen Jonah, oyle ki bu iliski babasini kiskandirabiliyor.
Ben...Kendine guvenini kaybetmis,alkole dayanmis,karisindan bosanmak uzere olan,oglunun sorumlulugunu uzerine almis,yillar sonra babasinin yanina donmus bir adam.Kendini ne kadar kaybetmis de olsa oglu icin savasacak kadar gucu kendinde bulmus,adanmis bir baba.Oglu daha iyi bir okula gitmeye hak kazansin diye oglunu mahkemede savunan ve sonunda kendini bulan bir baba...
Georg...Canim dede,kendini ogluna ve torununa adamis,Yahudi oldugundan sebep gecmiste yasadiklarini asla unutmamis ve Ben'e anlatmamis,en sonunda korkunc bir hastaliga yakalanan super dede...
Bu kitap Turkce'ye cevrilmis mi diye baktim ama bulamadim.Eger Ingilizce okumayi seviyorsaniz,okumanizi isterim...Beni cok etkiledi,o kadar gercek,o kadar hayat,o kadar mutlu,umutlu,o kadar aci....
Kitapsiz gunumuz gecmesin,sevecegimiz cumleler icinde kaybolalim dilerim💓💓💓