30 January, 2015

Fank u Friday❤️ Teşekkür Cuma'sı

İşten eve yürürken,bugün yazamam diye düşünüyordum.Sanki nerdeyse 10 gün işten uzak kalmamışım gibi,aşırı yorgun geldim eve.Yorgun ve müteşekkir bir hatunun notlarıdır bunlar:)


Beyaz peynir ve avacadolu açık sandviç...Limon ile uyumuna,neredeyse gün boyu tok tutmasına.



Arada,dışarıda yapılan kahvaltılara.


Perime ve kardeşime gönderdiğim paketin sağsalim ellerine ulaşmasına...


Ben kitap okurken,beni dürtüp gökyüzündeki maviliği paylaşma gereği duymuş,beni mutlu etmiş,trendeki kıvırcık saçlı kibar kadına...



En sonunda Cafe Royal'de oturabilme zevkine( buraya ait özel bir yazı,Şubat 11'den sonra)


Canım,Gül'üm...Uzaklardan gelip de beni ziyaret etmesine,su gibi akan bir kaç saate...


Yari fiyatına alınan kindle koruyucuma(istediğim ile alakası yok ama)


Murakami'nin bu Sözlerine..."Sadece herkesin Okuduğu kitapları okursanız,herkesin düşündüğü gibi düşünürsünüz"


Yaramaz Pazar günlerine.Bazen kendimi komaya sokacak kadar yiyorum ve bu aralar hep açım:(


Uzaklardan beni hatırlayıp da,hediye getirene,gönderene...


Sabahın erken vaktinde,kantinde beni karşılayan F.R'lere(nasıl mutluluk güne bunlarla başlamak)

Kesilen ve içime sinen saçlarıma...

Sağlığa,Mutluluğa,müteşekkirim.....

Harika geçsin haftasonunuz❤️❤️❤️

26 January, 2015

mulligatawny soup-Hint usulu mercimek corbasi


Aman o da ne,nasil bir isim,nerden,nasil soylenir diye sordugunuzu duyar gibiyim.Bunlar aynen bizim tepkilerdi bu sezon menuye tesrif ettiginde bu corba.Ismini bir turlu soyleyemedik,taa ki musterilerden biri bize ogretene kadar,ardindan hepimiz tekrar edene kadar:) moligatani diye okunuyor.Icindeki malzemelerden Hint usulu oldugunu anladik,ama Italyanca duyuluyor kanimizca.Franca,biz asla bu malzemelerle yemek yapmayiz diyor,Mini,biz boyle seyleri sabahlari tuketiyoruz diyor:)

Kisaca bence bu corba,benim kadar,calistigim yer kadar global:)  kanimca.Ne de olsa,kucucuk bir dunya artik burasi,biz de kucuk insanlar:)



Is yerindeki hali,daha kati,blenderdan gecmeden.Parcalar iri iri icinde,sanki sulu ama kati yemek gibi cikiyor mikrodalgadan.

Gelen her yemeyi tatmak zorundayiz( ayyy nasil zor birsey,anlatamam),icinde ne var bilmeliyiz,ozel dietler icin,dini nedenlerden dolayi.

Michelle Chen'in dedigine gore biberli su demekmis,Ingiliz-Hint  bulusu imis.

Ben tadina baktigimda,midem bayram etti.Bilirsiniz Hint yemeklerine,renklerine karsi buyuk bir zaafim var benim. EEE mide bayram edip de,damak tadi simarinca yapmak sart oldu,basladim aramaya,malzemesi kolay,butceye,damak tadina uygun,kolay yapilabilcek bir tarif arastirmaya.

Kimi tariflerde hindistan cevizisi sutu,kiminde krema var.Benim tercihim olamazdi.

Ben de,ilk defa meshur cok sacli,killi motorcularin tarifini denemeye karar verdim.Orjinal tarif:bbc.co.uk/from the hairy bikers:mums know best.


Malzemeler:


  • 25g tereyag
  • 1tatli kasigi aycicek yagi
  • 1 buyuk sogan,kiyilmis
  • 2 dis sarimsak,ezilmis
  • 2 orta boy,kup dogranmis havuc
  • 2 adet kereviz sapi
  • 1 adet tatli patates(ben bildigimiz patatesten kullandim)
  • 1 adet elma
  • 1 tatli kasigi kori tozu
  •  1litreden biraz fazla su
  • 1 adet tavul ya da sebze bulyon
  • 1 ymk kasigi salca
  • 1 ymk kasigi mango chutney(sos)
  • 100 g pirinc(tarif orjinalinde,ben 50 g pirinc,50 g kirmizi mercimek kullandim)
  • 100 g yogurt ya da eksi krema(servis yaparken)
  • tuz,karabiber
  • ben fazladan kakule ve kimyon da kattim.
not:bu corbayi isterseniz tavuklu yapabilirsiniz,eger tavuklu yapacaksaniz,onceden 1 adet tavuk butu haslayin ve suyunu corbaya katin.Isterseniz blenderdan gecirin,isterseniz gecirmeyin.Ben yarisindan fazlasini blenderdan gecirdim,biraz ev yapimi oldugu belli olsun diye parca parca biraktim.Tavuklari da mini mini parcalayip,corba tamamen pistikten sonra icine kattim.Bu sekilde hem vejeteryan hem et yiyen dostlarinizi memnun kilabilirsiniz:)

Diger bir not ise,corba bana biraz tatli geldi,belki mango sosu ve elmadan dolayi.Ben de yerken,biraz aci pul biber,biraz da limon suyu kattim.Aci ve limon bence mercimege cok yakisiyor,ya da belki bu benim yillardir degismeyen aliskanligim.Tercih sizin.



Yapilisi:


  • yagda,sogani,sarimsagi,havuc,patatesi kavurun 10 dk kadar.elma parcalarini,baharatlari katin.Suyunuzu ekleyin,salca ve mango sosunu katin,sebzeler yumusayana kadar kaynamaya birakin.
  • diger trafta pirinci pisirin kullaniyorsaniz mercimegi.pistikten sonra  corbanin icine katin.
  • katilasan corbaya 150-200 ml kadar daha su ekleyip,3-4 dk daha kaynatin,tuz biber ekleyin.
  • servis etmeden once,yogurt ya da krema ve taze kisnis yapraklari ile susleyin.
Diyor orjinal tarif.Bana guveniyorsaniz,Turk usulu yapin.Ben sebzeleri kavurup,tavuk suyunu,mercimegini,pirincini hemen hemen ayni anda kattim,malzemeler iyice yumusayana kadar da pisirdim.Tabii ki corba blenderdan gecince katilasti,bana hep olur,ben de fazladan su kattim,istedigim kivama getirip,pismis tavuk parcalarini ekledim,nane yapraklari ile suledim.Bu kadar.Daha basit degil mi?Ne o yemegin ortasinda salcayi,pardon domates sosunu eklemek;)

Umarim,mercimegi fark sekilde ocak ustune koymak istersiniz,yaparsaniz begenirsini.

Muhtesem bir gun diliyorum,kalbiniz,sevdiginiz corbadan isinmis mideniz kadar sicacik...

25 January, 2015

#yuruyelimguzelleselim



Gecen haftanın yürüyüş noktaları,ortaya karışık.


Mis gibi,kuru soğuk hava,at kendini nehrin kenarına,Tate Britain'dan Millbank üzeri,Westminister Metro istasyonuna kadar.Küçük adımlar,insanları izlemeler,şehirde turist olmalar,kendini 14 yıl öncesini düşünürken bulmalar...


Bu kıyıdan ilk defa yürüdüm,hayatımın ilklerini çoğaltmaya karar verdim...Minik minik,çok zorlamadan,belki de pek fark etmeden dıştan ama içten çok iyi hissederekten.


Dibimdeki küçük ormanım,iyiki Varım,olmazsa olmazım.



Beckenham Place Park,çok gördünüz buranın neredeyse her halini.Bu sefer geniş açı aldık,başka kapıdan girdik,yıllar sonra ilk kez.Tepeden aşağı,orman içine doğru.Biraz gerildik ama sonra gerginliği silip,güzelliğe adapte olduk.Karşımıza tren yolu çıktı,önümüzden tren geçti,sanki uzaklarda bir yerde,köyde falandık.



Bazı yerler don tutmuş,bazı yerlerde çok aşk:)


Çamurlardan geçtik,kirlendik,kış Güneş'inde çamur da bi parlak sanki;) Kirlenmek güzel ama çamur lekesi çıkmadı:(

Otobüste yanımıza oturan orta yaşlı kadın,Fred'e kendi köpeğine aldığı çıkolatadan verdi,iznimle,Fred sevmedi.Yeşil diş temizleyicisi verdi,onu pek sevdi.

Sonra otobüs durağında,bir anne ve de çok sağlıklı olmayan aklı küçük,kalbi ve vucüdu kocaman oğlu ile tanıştık,onlar Dr'a gidiyorlardı,Fred'i çok sevdiler,meğerse oğlan da köpek istiyormuş ama anne hem Oğluma hep köpeğe bakamam dedi.Sibel,aynı sorulara defalarca cevap verdi.


Bu sabah da mutlu kalktık,tatilimin son günü,dolu dolu geçmeliydi.Hava yine kuru,yine çok soğuktu.Kafamda da bu şarkı bu bulutları görünce,Hugh Jackmen söylüyor,Oklahama müzikalinde,bir ara tamamını izlemeliyim,siz de dinleyin,iyi hissedin.

Kısa saçların hafifliği,tatilin bitmesinin garipliği ile başlasın yeni hafta...Tabii ki yapılacaklar listesinin hepsinin yanına + koyamadim ,kitap bitirmedim.

Özellikle yürüyüşçülere bir film önerisi,Wild.Kitabı okurmuyum bilmiyorum ama filmi yeniden izleyeceğim ve kendime sözüm var,her ne kadar Cheryl'in hissettiklerini her yürüyüşümde hissetsemde,ben de tek başıma bir yerlere bir gün kısa süreliğine de olsa kaçacağım.Şahitsiniz❤️❤️❤️

#mutlupazarertesiler olsun.

@cilek_suyu,Isterseniz IG 'ye buyrun( bu konuda kaldım,yine özel hesaba geçtim,çünkü sanki çıplak oldum,kendim olamadım.Hala herkesi buyur edicek,herkese  çok şeyimi gösterebilecek bir yüreğim yokmuş benim,üzgünüm)

23 January, 2015

Fank u friday❤️ teşekkür Cuma'sı


Ne güzelmiş 9 gün işten uzak olmak,evin keyfini sürmek.Çok şükür işin varlığına,belki de sayesinde herşey bir ayrı kıymetli.

Yine anladım ki,sağlıktan ötesi yok...En basit,güncel ağrılarla maf olan ben,her acıda,daha büyük sıkıntısı olanlar,aileleri için dua ediyorum.Plan yapmanın da manası pek yok,istemek,bırakıp teslim olmak en güzeli,yapabilene...Hayat kısa,zaman geçiyor....Mutlu olmak Şart...

Bu hafta ben,çok mutluydum...Daha çok teşekkür ettim....


İşte olmadığım için,oje sürebilmeye...



Dost evinde,mükellef kahvaltıya,keyif kahvesine...


Dolaplarımı toplarken karşıma çıkan eski arkadaşlarımdan gelen kartlara...


Bu güzel cümlelere....


Baş ucumdaki yeni lambama.Yatak kenarı lambasız kalmasın...


En sonunda Tate Britain'a gidebildiğim için...


Hergün kaşarlı tost yiyebilirim....Bu kafeye,ablamla bu keyfe...


Yeni tabaklarıma...Hastasıyım yıllardır bu tabakların,bilirsiniz,belki hatırlarsınız duvarda oldukları günleri.Kuruşluk ama paha biçilmez zevkim benim. Hep senin yüzünden Suzi'm,Nur içinde yat....


Ayyyyy. Bu nergisler kokuyorlar.İlk defa bu  şehirde kokulu nergis buldum,Istanbul nergisi gibi,Sicilya'dan.Mest oldum,müteşekkir oldum fazladan...


Kaffeine,yeni yer keşfi,Londra merkez...Tiramisılu muffin.Müteşekkirim...


Babaannemin ördüğü,halamın bana verdiği kazak için.

Müteşekkirim.


Hayat,işten uzakta çok daha güzel:)

Keyifli bir haftasonu diliyorum.Ben markete yoğurt almaya,poğaça yapıcam ;)

22 January, 2015

Mermer Kek



Bu hafta sağlıklı beslenip,az kaloriler tüket meye kararlıydım,malum çalışmıyorum,daha kolay olacaktı.Şahane başladım,öğlene dek sürdü.Yapmam gereken herşeyi biliyorum aslında,sadece belki şimdilik yeterince kararlı değilim,belki rahatsız değilim tombul halimden.

Bir de söz verdim,her hafta yeni birşey deniycem diye;) Sanki burda daha önce hiç mermer kek yayınlanmamış gibi.


Sevdiğiniz birisi ayyyy canım da nasıl kek istiyor şöyle yumuşak,ev-aşk yapımı deyince daha cümle tamamlanmadan zaten ben kekin hamurunu çiğ çiğ yediğimi,piştikten sonra yoğurda kattığımı hayal edip,bir gün geç de olsa mutfağa giriyorum;) Geç olsun,temiz olsun.


Sabah yürüyüşü sonrası bulduğum tarifi biraz değiştirerek deniyorum.Ben kahverengi şeker,tam buğday unu,fıstık yerine badem,bir avuç da ezilmiş ameretto bisküvisi katıyorum.O yüzdendir benim mermer desenim pek belirgin değil,koyu renk malzemeler.

Yeliz'le sabah kahvesi için buluşacağız,geç kalıcam kek soğumıyacak kek diyorum.Olsun,sen getir ben sıcak sıcak da yerim diyor.Halbuki hiç taşıyasım yoktu keki,sıcakken dilimleyesim.Ama hamile arkadaşıma nasıl getiremem derim,ayıp!Pişer pişmez kalıbından çıkartıyorum-teşekkürler fırın kağıdı- sarıp sarmalayıp koca keki alışveriş çantama koyup çıkıyorum.

Tam zamanında yetişiyorum,yarısından fazlası eski patronum ve arkadaşlarıma,4 dilim bize.Yeter de artar bile.Mutlu etmenin,paylaşmanın keyfi,siliyor kalorileri(kalbimde en azından).

Eve gelince,ütü öncesi lady grey yanına yarım dilim,yarım dilimde yoğurt üstüne.Mest bir ben.

Tarif,www.elele.com.tr'den.Mutfak Atölyesi,Pelin Akın diye aratırsanız,karşınızda,mis bir kek.

Bu sene deneyeceğim 54 tarif hedefim.Türkçe kaynakları bu şekilde paylaşmak istiyorum,tarifi tekrar yazana dek.İnsanların emeklerine saygım çok,çünkü bana da bu şekilde davranılmasını istiyorum.Bir blog kolay yazılmıyor.

Hepınize kek kokulu bir akşam diliyorum,FUF'da görüşürüz,sabahın köründe;)

19 January, 2015

Tate Britain



Umarim #mutlupazarertesiler olmuştur sevgili okuyucularım.Ben bugün,14 yıldır ertelediğim bir ziyareti gerçekleştirdim,hafifledim resmen.


Bu bloğu ne zamandır okuyorsanız,Tate Modern'in benim için ne kadar özel olduğunu yıllardır biliyorsunuzdur,nice ziyaretini paylaştım burda.


Kardeşi Tate Britain ise nedense hep çok ve ters geldi bana ulaşım açısından,halbuki gayet basitmiş.İnsan nasıl da büyütüyor gereksiz şeyleri gözünde anlamadan.


Ben Au-pairken odamda burdan alınmış,içimi açan renkli resimler vardı,açık renk çerçevede.Sadece renklerini hatırlıyorum,sorduğumdan burdan olduğunu söylemişti ev sahibem.14 yıl oldu,o konuşmadan beri,kendime illa git diyeli.


Sabahın 11'inde kapısına vardığımda,sanırım turist otobüsü boşalmıştı.Bir dolu orta yaşlı insan...

Britanya artistlerinin eserleri sergileniyor,Turner'ın özel sergisinin son günleri.Haftaiçi olmasına rağmen kalabalık,yaş almışlar,genç artistler(Adayları),yerlere formaları ile serilmiş öğrenciler,gördüklerini çizmeye çalışan.

Burda göreceğiniz Fotoğraflar,bana en çok dokunanlar.

Sanattan çok anladığımdan gitmiyorum galerilere,keşke anlasam,okuduklarımı hatırlasam,hissettiklerimi o şık kelimelerle doldurup size de aktarabilsem.

Gözüm gönlüm açılsın,farklılık görsün,gördüklerime hayran hayran bakayım,hayret edeyim diye gidiyorum.Oraya giden insanları izlemeyi,dinlemeyi seviyorum.Görseniz ne temiz İngilizce ile konuşan insanlar var.Kulaklarım bayram.

İşte tanıştığıma sevindiklerim.


Hamo Thornycroft-The Kiss


Tavan,baktım durdum...


Caroline Archaintre


Turner.Son yıllarını gösteren sergi alt katta olsa da,ben gitmedim.


Neyseki kendisine koca salonlar ayrılmış,en azından bir kısmını görmüş oldum.O ağaçlar,beni benden alan.

(Üstteki genci fark ettiniz mi? Yanında oturup,onu izlemek istedim.Çıkarken konuşmasını duydum,ne güzeldi sesi,ne netti İngilizcesi.Yeter ki,kalbimizde,ruhumuzda engel olmasın)


Patrick Heron- Azelea Garden(böyle birşey bende yapmak istiyorum yazın.Biraz Pollock,biraz Heron)



Henry Moore....Bu videoyu izledik bu bayanla,sonra yanına eşi geldi,anlattı ona da.Sanat,bizi ayakta tutan sanki.


Philip King.


Bu kızın saçlarını sevdim:)Bu galeriyi pek sevmedim.


Edward Collıer,still life.Belki de şimdiki IG kompozisyonlarını büyük dedesi;)


Bu galeriyi sevdim.İnceleyecek çok şey vardı,tepelere kadar.


Damien Hirst( daha önce Tate Modern'de de görmüştüm bunu.


22 yaşında bu tabloyu yapan,John Everett Millais.Ophelia. Ben büyülenmiş bir şekilde bakarken,rehber geldi bir kaç kişi ile,ben de takıldım,dinledim anlattıklarını.O kadar gerçek,o kadar yeşil,bi başka etkiledi bu beni sanki. Resmin fonu önce çizilmiş,model sonradan eklenmiş,suda poz vermekten çok hasta olmuş.


Kırmızılığında ve harflerinde boğulduğum için,bu eserin adına,artistine bakmak aklıma bile gelmemiş:(

İşte benim gözümden Tate Britain.Kafe öyle kalabalıktı ki,bir kahve içemedim.3 saat kalmışım.

Yine gideceğim.

Tate'e bu kadar bağlı benim,nasıl hala bir üyeliği yok,şaşarım.

Mutlu bir hafta olsun.Sanat hep var olsun.