29 April, 2010

Kurufasulyeli falafel


kuru fasulyeli falafel....

bu kadar basit ve cabuk bir sekilde yapildigini bilseydim falafelin,her hafta yapiverirdim acikcasi...cok sevdim,yapmasini,kizartmasini,top haline getirmesini ve tabii ki ilk defa ev yapimi halini yemesini...bundan sonra cokca yapacagim,daha buyuk halini yapip,vegeteryan burger olarak sunacagim...yogurtla yemezseniz,vegan arkadaslariniz icin de cok uygun.ille de benim gibi sunmak isterseniz soya yogurdu kullanirsiniz belki..bir de hep humusla sunarlar ya falafeli salatali pide icinde,bence bir de yogurtlu havuc salatasi ile yesinler...pisman olmiycaklardir eminim...

tarifi internetten buldum, icine degisiklik olsun diye,her zaman buzlugumda bulunan haslanmis kuru fasulyemden ekledim bir avuc,ordaki olcuye uymadim tabiiki,benim kullandigim malzeme bir corba tabagini doldurcak sekilde oldu ve 14 tane topcuk cikti.....

tarifime geceyim,cok basit,10 dk da yapilir,2-3 dk'da kizartilir...cigden kullanin diyor kimi tarif nohutu ama ben biraz haslanmis kullandim.

malzemeler:

  • yaklasik 200 g nohut,haslanmis
  • 1 avuc haslanmis kuru fasulye
  • 1 adet ince dogranmis sogan
  • zevkinize gore 1-2 dis sarimsak,ben tabii ki kullanmadim
  • 1 avuc ince dogranmis maydanoz
  • 1 tatli kasigi kisnis tozu
  • 1 tatli kasigi kimyon
  • tuz,karabiber,kirmizi biber
  • 2 ymk kasigi un
butun malzemeyi blendirdan gecirin.eger toplara ayirirken,elinize yapisirsa,elinizi islatin...orjinal tarife gelen yorumda,kizartirken dagilmasini onlemek icin tahin kullanin diyor..ben kullanmadim,benimkiler dagilmadi...elimin islakliginin ve karisimi bir gece dolapta bekletmemin sebebi ile mi bilemiyorum...iyice kizmis,derince yagda,kizartin ve nasil isterseniz,o sekilde afiyetle yiyin...ben havuc salatasi uzerinde cok sevdigimi bir kez daha tekrar etmek isterim...

kendinize iyi bakin,harika bir haftasonu gecirin...

22 April, 2010

AFGANISTAN'IN DANS EDEN ERKEK COCUKLARI VE ESCINSELLIK BIR HASTALIK DEGILDIR!!!!!

Uzun zaman once bir gazetenin haftasonu ekinde okumustum ben ilk kez, dans eden erkek cocuklarini...Sali aksami tv'de yayinladilar belgeselini,gormek,sadece okumaktan,fotograflarina bakmaktan daha cok etkiledi beni acikcasi..O yuzden basligim buyuk hafle yazili,cunku dun aksamdan beri bu program,o cocuklarin yuzleri o igrenc adamlar gozlerimin onunden gitmiyor ve ben ciglik atiyorum icten ice...

Afganistan'da adamlar karilarini burkalarin arkasina sakliyorlar ve hicbir konuda kendilerini kaile almiyorlar bildigimiz uzere...

Bu adamlar,kafalarinda takke ile geziyorlar...Hele hele o ele basinin iki adet oglu var,aksam eve gelince ogluna soruyor "bugun ne ogrendin mulla'dan"....

boy play,erkek oyunu,bacha bazi imis bu gelenegin adi...Taliban yonetime gecene kadar gelenekmis,tabii sonrasinda yok edilmis,ya da oyle sanilmis,simdilerde ise ulkenin kuzeyinden bir cok yerine yayiliyormus..

Bir erkek cocuk satin almak(cocuk diyorum cunku alinanlar 11-18 yas arasi olmak zorunda),adam icin prestij demek,statu demek..Satin alan adamlar,asker,polis vs...Ne kadar guclu adam varsa,onlarin erkek cocugu var...

Bu cocuklari gariban ailelerden satin aliyorlar,umutlandirarak,zaten amac basta, onlari bir nevi egitmek,meshur etmek gibi...

Ama adamlarin amaci,onlara sadece dans ettirmek degil,kadin kiyafetleri giydirip,el ve ayak bileklerine ziller takip,pullu pullu esarplari dondurte dondurte,sadece erkeklerin bulundugu ortamlarda dans ettirmek..Soylenen sarkilarin sozlerini duysaniz,insan kendi sevgilisine soylerken,cekinir...Nasil sen bunlari bir cocuga soylersin...

Cocuklar tabii ki seks icinde kullaniliyor...Pezevengleri var...Kiralaniyorlar...Eger istedikleri gibi gitmezse sahipleri ile iliskileri,oldurulebiliyorlar...

Afganistan'da cok uzun sureli bir gelenek olan ucurtma avciligini izlemeye,cocuk secmek amacla gidiyorlar...

Ve bu konuda konusmak,ulkede cok buyuk bir tabuu,cunku bastakiler onemli insanlar,cezalandirilsalar bile,hemencecik cezalari bir sekilde,nasilsa kalkiyor....

Kimileri cikiyor,escinsellik hastaliktir diyor...O sozleri soyleyenlerin boyle olaylardan haberi yok mu?Asil hastalik,cocugun cocuklugunu elinden almak,ruhuna,gonlune,fizigine taciz etmektir...Bu ister kiz cocugu,ister erkek cocugu olsun...


Bu olaylari gordukce ben utaniyorum insanlardan,insanliklarindan...Birileri gidiyor,daha kucucuk cocuguna,sevgilisiyle beraber isgence ediyor...

Ben hicbir escinselin bir cocugu taciz ettigini,cocuguna sevgilisi ile birlikte isgence edip oldurdugunu duymadim,o kadar sey duydum ogrendim su memlekette...

Velhasil,bana cok dokundu bu belgesel..Bir sekilde anlatmadan edemedim...Ne de olsa hayata dair bir blogum var benim...

Haberi okumak isterseniz,surda

Sabir ve dayanma gucu diliyorum ben su an sadece...







20 April, 2010

Vafil makinesi istiyorum ben


vafil makinesi istiyorum ben...

bir de yorgun olunca sinirlenmemek istiyorum...

ayrinti isleri,benim disimda baskalari da gorsun istiyorum,iste ya da evde...hani sibel yapar,gorur dusuncesi kalksin istiyorum...

yaslandikca anneme benzemek istemiyorum..cunku annem yorulunca sinirlenir,sinirlenince kalp kirar...istemeden yapar,cunku takintilidir,hersey dupduzgun,tertemiz olmalidir.rutini bozulmamalidir....kadin, super olmalidir,calismali,dogurmali,tertemiz evi olmali,topuklu giyinebilmeli....

bakiyorum da kendime,hic onun istedigi gibi bir kadin olamadim ben..cocugum yok,kocam yok,evim kendi evim degil...araba kullanamiyorum kac bin yillik ehliyetim olmasina ragmen...topuklu giyinemiyorum,hatta topuklulardan nefret ediyorum,sahip olduklarimi ozel zamanda,cogunlukla annemlerdeyken zorla giyip,kufrediyorum...

annemin yaninda sigara icemiyorum ben...ayiptir diye...

soylemek istedigim kimi seyi,uzulmesin diye soyleyemiyorum,soylediysem sonra pisman oluyorum uzulmusmudur acaba diye...

vafil makinesi dilegim,nerden buraya geldi bende anlamadim...annem istemezdi kesin bu makineden:)


15 April, 2010

bugun baharin tum ciceklerini kendime hediye etmem istiyorum!!!

bugun,baharin tum ciceklerini kendime hediye etmek istiyorummmm!!!!
cok mutluyum,sevincliyim bugun...cok ama cok sukran doluyum birde..kedilerim,ciceklerim,kitaplarim,dostlarim,ailem,keloshum,ictigim su,simsiyah kahve,yedigim cikulatali kek,greenwich...ufacik ve kocaman ne varsa hayatimda,minnettarim bugun,her zamankinden daha cok...
bugun girmem gereken bir test vardi,oturum almak icin..vize sikintilarindan kurtulmak icin,atmam gereken bir adimdi..belki cok buyuk bir basamak degildi,ama benim icin cok onemliydi ve yapmam gerekenler listemdeki maddelerden birisiydi...cok gergindim acikcasi,heyecanliydim,korktum da ne yalan soyliyeyim cunku bir seferde vermek istedim testi,cunku ben her kalista £34 pound odeyebilcek bir butceye sahip degilim,ya da kursa gidicek..hee bir de o kadar kronun,dogru durust ingilizce konusamayan insanin aldiklari oturumlari,ingiliz pasaportlarini dusununce,benim kendime borcumdi verebilmek su sinavi...cok sukur...
acikcasi ben kalicam diye dusundum,cok dikkatsizim ve aceleciyim cunku,dogru durust okumam soruyu,hep son anda calisirim okul zamanindan beri...onca zaman sonrasinda pek de birsey degismemis bende..uslup ayni,son dk golu genellikle...
velhasil gittim,amcam beni kaydederken hemen ismimi ezberledi nedense..onun sybil'i oluverdim iki dk'da...o kadar uyariya ragmen,aksamdan kapattigim ve sabah acmadigim telim caliverdi sinavin ortasinda,ki beni kimse aramaz!!!(ben telimi kapatmayida tam ogrenememisim)diger gorevli cocuk panikle aldi cantami,ben ayri panik,kesin dedim kaldim ben,dikkatim dagaldi cunku... 45 dk'lik sinavdan ben 10 dk'da ciktim.gorevli de keske size baska bir test verseydik,kolay geldi bu galiba dedi.hic kontrol etme falan yok,her zamanki gibi..kendimi yaramaz cocuklar gibi hissettim,kolejde olur ya simarik,zuppe cocuklar birde dersleri iyidir o kadar yaramazliga(halbuki ben hic oyle bir ogrenci olmadim)...
ciktigimda,ne oldu sybil hani uyarmistik dedi zenci gorevli,kizdi bana:(utandim bende hatta resepsiyonda gectigimi soyleyen kadinin ne dedigini anlamadim..dilerim kimse arkamdan ahh etmemistir:(
kisaca,en son ben bu kadar ,defne perim dogdugunda sevinmistim:) simdi mayis odevimi yapip,hemen gondermeliyim ve su kursu da aradan cikarmaliyim...
bu sonuctan cikardigim ders de,biraz kendime inanmam,guvenmem gerektigi..ben o kadar negatifken,yapamam derken,insanlar bana hep yaparsin dediler...acikcasi bu, beni daha da cok gerdi,hani yuzlerini kara cikarmak istemedim..sanki kimileri beni,benden daha iyi taniyor diye dusunuyorum...
sevincli haberlerle dolu bir haftasonu olsun sizin icinde dostlar:)

12 April, 2010

kek yapmayi seviyorum


kek yapmayi seviyorummmmmmmm....

cok uzun zaman oldu bu keki yapali...hani klasik kekimiz vardir ya,3 yumurta,ayni olcumuzle,yag,sut ya da yogurt,kabartma tozu,aldigi kadar un,hayal gucumuzun ve dolabimizin verdigi uzere icine katilicak tat,renk...

hep diyorum ya en favorim tuzlu kekler diye..bu keki de kalan cheddar peynirimi ve yumusamis zeytinlerimi kullanmak adina yapmistim..peynirin yagi ve kattigim yag fazla gelince,kagit havluya sarip yagini cektirmek zorunda kaldim ama sonunda yine cok severek yedim...

daha once yaptigim zeytinli kekin ve gravyer peynirli kekin bir nevi baska versiyonu oldu bu kek..

ne zamandir kek yapmadim yapamadim,en son kayisili kekim fiyasko ile sonuclandi,1 kavanoz kayisi marmeladini bitirmek icin katarsam kekin icine,coker tabii..ondan onceki kuru visneli kekim sanki tam pismedi,pismis gibi gozuktu ama bir kac kisi denedik,pismedigine karar verdik..:)

bu aralar beceriksizim anliyacaginiz..kek yapamiyorum,kitap istedigim hizla okuyamiyorum,istedigim gibi fotograf cekemiyorum,hee ders de calisamiyorum...surekli yorgunum ben..ve bundan da bikkinim acikasi,sanki dunyada calisan tek sahis benmisim gibi...

yatakdan zor kaliyorum,uykuya da doyamiyorum...:(

hafif sporun,saglikli beslenmenin,biraz vitaminin faydasi olmasi gerekmiyor mu? bana bir faydasi olmuyor gibi gozukuyor bu aralar ne yazik ki!!!!


09 April, 2010

zeytinyagli bakla....

hani bazi lezzetler vardir,annelerimizle ozdeslestirdigimiz..bakla da benim icin onlardan birisi idi...annemden baskasinda yememistim..yapmak aklima bile gelmemisti o yuzden...varligini bile unutmustum diyebilirim acikcasi...cok uzun zamandir yememistim,cunku mevsiminde annemlerde bulunmamisim sanirim...adasimin tarifini gorunce,oyle guzel anlatmisti ki,ben hergun bakla sayiklar oldum ve nerde bulabilirim diye dusunmeye baslamistim ve buraya geldigimden beri bakla gordugumu de hatirlamiyorum...ben boyle sayiklarken bakla,bakla diye,ablam turk marketi dene dedi ve sadece pide almaya gittigim marketten baklalarima kavusarak ciktim..sagolsun ordaki adamcagiz,bakla var ama kesin sen bunlari begenmiyceksin ben sana yeni kutudan cikartayim dedi..kibris baklasi serildi onume,sectim hayatimda ilk defa..cok iyi bir secim yapmamisim acikcasi,cunku nasil secilicegini de tarif ararken buldum,ogrendim..

kasiyer esra nasilsin diye sordugunda,cok iyiyim dedim,cunku bakla gelmis,sonunda yiyebilicem...evet dedi gelmis ama biraz tuzlu.inanirmisiniz,bazen o kadar sapsallasiyorum ki,gercekten beynim mi duruyor ne,tuzlu deyince,ne alaka dedim,tuzla mi yetistiriyorlar:)kasadaki kiza kac liraya geldigini sordugunda,benim jetonumda dustu,fiyatindan bahsediyormus diye...boylece ilk yaptigim bakla ile ben bir sapsallik anina daha sahip oldum ve severek yedigim baklamin yarim kilosuna £4 kusur odedim:)helali hos olsun tabii ki...

Sibel'in tarifini yapmamis olmamin sebebi,baklalarin tazeligine guvenmememdi..o yuzden bende klasik zeytinyagli baklayi denedim ilk seferim icin..tarifi surdan buldum..sarimsagi sevmedigim icin kullanmadim,limonum da yokmus eve gelince fark ettim...eksik oldu belki biraz ama benim icin,ilk seferim icin tatmin ediciydi..en azindan aklimda kalmamis oldu...

kim pisirdiyse baklayi,yanina yogurdu ve dereotunu kim yakistirdiysa,gozlerinden opmek istiyorum cunku,aklima daha uyumlu bir uclu gelmiyor nedense..

kendinize iyi bakin,lezzetli yemklerle dolu bir haftasonu gecirin dilerim...:)

08 April, 2010


love's been good to me:)


mevsimlerden bahar,havada ask var:)

o yuzden sectim size bu basligi,Frank Sinatra'nin best of albumunde 23.sarki:) ama benim favorim fly me to the moon:) eskiden astronot olmak istiyordum ya ondan herhalde:)


isten eve geldim,hava nasil guzel,parlak, ilik..gelir gelmez camlari actim,ohh bir guzel temizlik yaptim,ortadan..otobuse binmeden kendime de 3 buket cicek aldim,lale,sebboy ve de fulya(bak daffodil'in turkcesi fulya imis,benim hep zambak diyesim vardi nedense..sozlugun yalancisiyim...)en cok laleyi seviyorum ben,emirgani hatirlattigi icin..bi de bana kendimden baska cicek alan yok bu ara,o yuzden fotograf olarak da cicekleri koymak istedim,gonlum acilsin diye...

velhasil gunumun en guzel hediyesi temiz ve cicekli evimdir..ciceksiz ev,ev gibi gelmiyor bana nedense...

sarkilari duymak isterseniz,tik buraya,sonra da buraya...benim kadar keyif alirsaniz,ne mutlu bana:)ne diim,kalbiniz, sarkida dedigi gibi, sarkiyla dolsun:)

07 April, 2010

Baharatsiz bir hayat dusunemiyorum


baharatsiz bir hayat dusunemiyorum....

gercekten dusunemiyorum..tatsiz,tuzsuz,renksiz...insanlarin nasil sade seyler yediklerine inanamiyorum bazen,ya da keloshun bir cok baharati benimle tanimis olmasi tuhafima gidiyor...hani en basitinden bahsediyorum,kirmizi biber,nane,kekik gibi...keloshun tabiiriyle,dallar..yemegin icinden yine dal cikti diyor mesela kekik biraz uzuncaysa..ya da hangisini yemeliyim,hangisini yememeliyim icinde karanfil,kakule falan varsa ve ben bir kismini cikarmamissam...

gecenlerde elimin altinda kalan patatesleri bitirmek icin,patates yemegi yapmistimda havuclu,ordan geldi aklima baharata olan sevdam..icine ne bulduysam kattim,kakule,karanfil,safran,her zamanki gibi kirmizi biber,nane,kekik..ben kahvaltiya yumurta bile kirsam icine birsey atasim geliyor mesela..tuzu hic saymiyorum bile,cunku o benim basimin taci,pisirirken unutsam,sofra da cokca dokerim tabagima....

birde hepsinin faydasini falan aklimda tutabilsem cok sevinicem..

bir dahaki Kapali Carsi ziyaretimde,kendime su lambalardan hediye alicam..yemek baharatsiz,ev losh isiksiz,mumsuz olmamali kanimca...

06 April, 2010


is gorusmesi....

herhangi bir gun degildi bu gun..ne zamandir bekledigim,guzel gecicegini umdugum,yeni bir hayata,yeni bir ise baslayacagimi dusundugum,yeni seyler ogrenecegim diye heyecanlandigim bir gundu...oyleki gunes bile parliyordu sabahtan beri...iyiye isaret saydim gunesin ortaya cikmasini...

sabah altida uyandim,keloshun saatinde,ama kalkamadim,sekize kadar kendime simariklik zamani verdim,tatli bir uykuya daldim..gece ruyamda halami gormusum,hamile...gerilmisim..ama hamile gormek iyiymis..bunu da iyiye isaret saydim...

yine bozulan kombiyi tamire geldiler,ben arar aramaz,yine sicak suyum var,dilerim gitmez..adamin hemen gelmesi de iyiye isaretti bugunde...

bu pozitiflikle,evimi supurdum,yastiklari yikadim oturma odamdaki,astim,kedilerimin kumunu degistim ve kendime guzel bir kahvalti hazirladim,zihin acikligi versin diye,annemin yaptigi ayva recelinden koydum kizarmis ekmegimin ustune...

ilk defa giydigim topuklu ayakkabilarim bile rahatsiz etmedi,sevdim aynadaki suretimi..is kadini goruntumu..mavi gomlek ne kadar da yakismisti,siyah pantolumun ustune...kendimi sevdim bir kere daha,hatta zayif buldum goruntumu...

annemin verdigi kolyeyi taktim son anda,bir de orta parmagima kambur yuzugumu,bu aralar orta parmagimda yuzuk olmazsa ciplagim sanki....

boyle,ne zamandir icimde tasidigim heyecan,hafif gerginlikle tuttum ofisisin yolunu...ne guzeldi tren,metro,sakindi hafta ici olmasina ragmen,hos benim randevum saat 3'te idi..ben 1,5 saat oncesinden gitmistim,ki etrafi kolacan edeyim,ne var ne yok,yerini adam gibi bulayim...

yurudum ofisin oralarda,ogle tatilimde nerelere gidebilecegimi,yemek alis-verisi yapabilcegim yerleri gezindim sonra da kendime cafe nero'da sade bir amerikano ismarladim,bloglara baktim yeni telimde,kitabimi okudum ve gittim ofise...

girer girmez o pozitiflikten bir parca bile kalmadi...icindeki insanlara baktim,benimle gorusen adama....ofisin kendisi bir kutu kadar,pencere yok adam gibi..kutucuklar halinde bolunmus ofisin kendisi..zaten klostrofobik bir insanim,bana basti hey heyler...adam surekli yuzune dokundu durdu,zaten yeni hastaneden cikmis anladigim kadariyla-benimle konusurken teli caldi,ordan anladim-uykulu gibi,yorgun,surekli yuzune dokunuyor,nasil bir negatifliktir bu bir arada..ve 10 dk gorustum,cikmak icin ordan,zor bekledim..zaten iceri girer girmez,ben dedim bu ortamda kafayi yerim diye..adamin istedigi,3 ay bedavadan egitmek,egiticem diye seni deli gibi calistirmakti anladigim kadariyla..ve sonunda orda kalmanin bir garantisi de yok,belki kendi isinizi acarsiniz sinavi gecip de sertifikayi alirsaniz,belki de biz bir ofis daha acariz,orda baslarsiniz..

bu arada,is,gocmen danismanligi idi...ben daha once bu durumda bulundugum icin,kendi kisisel tecrubemden,kendimi cok hevesli buldum ve faydali olabilicegimi dusundum...

velhasil,adam ne zaman egitime baslamak isterseniz diye sordugunda,bilmiyorum,ben sizi ararim dedim,dusunmem gerek...

gunde 3 saat yolda gitmek,su anda calistigim yerde rahatim yerindeyken,sacmalik gibi geldi...

velhasil,ben bu isi kabul etmedim,etmiycem,65 kisinin icinden secilen 3 kisiden biri olmak belki guzel ama yok bana gore degilmis...yrm saatte giderim isime,aile gibi calismaya devam eder,yine de yeni is avciligina devam ederim...

dilerim uzun surmez ve ben yepyeni birseye baslarim yakin zamanda...simdilik haftaya pers.olucak sinavima odaklanicam ben...


04 April, 2010


meneksemin yapraklari inceliyor.....


kasikla hic alakasi yok basligin..

sadece bunlari yuklerken meneksemi pencere onunden iceri aldim usumesin diye ve size danismak istedim...cok guzel acmisti mor meneksem ilk alindigi zaman,uzunca sure...somine ustunu sevmiyor sanirim,yeterince isik alamiyor mu ne...ama kedilerin ulasamadigi tek yer orasi simdilik,pencere onundeyken ciceklerini yemekten zevk aliyorlardi zira...yeni yeri cok isikli olmasa da yine isikli..koca camlardan girebildigi kadar giriyor isik..hos zaten bize ne kadar gunes isigi vuruyor ki bu memlekette...kurudukca suluyorum alttan.surekli yaprak veriyor mini mini..saglikli gozukuyor ama iste kendini salmis gibi benim mor molly'im...ben ciceklerini gormek istiyorum yeniden,annem surekli anlatiyor onunkiler nasil acmis,cosmus diye..kiskaniyorum:(

havalar serin.hem kicimiz hem kafamiz donuyor hala,neredeyse nisan ortasi olmasina ragmen...sabahlari yagmurlu, sefil,gri bir gune uyaniyoruz..ogleden sonra gunes aciyor...bulutlar oynasiyor falan...

hava, cevredeki insanlari da cok etkiliyor sanirim..herkes bir hos...akillari havalarda...tuhaf haller icindeler sanki..elim tersiyle carpasim geliyor kimisine..baharla yumusayacaklarina,kabalasiyor,umursamaz oluyor kimisi...

bizi bu havalar mi maf ediyor acaba???