20 November, 2010


mutfak,iscilere teslim...


iki haftayi gecti isciler evi isgal edeli...biz daginiklik ve toz icinde yasayali.

esyalarimiz birbiri ustunde..neyin nerde oldugunu bilene ask olsun..annem burda olsa,kesin oturma odasi ortasinda panik atak gecirirdi herhalde...

bu daginiklik,isgal,insanin sinirlerini de gerebiliyor kimi zaman..iki kadin,4 kedi,iki odali evde tikisik tikisik zormus,tavsiye etmiyorum tadilati, evin icinde yasarken kimseye,ki inanin ki cok minnettarim yenilenmeye.ama zor,en cok kedikciklerimi dusunuyorum,en azindan biz isteyiz gun icinde,ama yavrularim bir odada tikalililar...hos tavirlarinda,hallerinde bir degisiklik yok,hala uzerimize yapisiklar tv saati:0)


mutfagimiz artik rengarenk olmiycak:( hani sanki bensizlikten cikicakmis gibi geliyor su aralar,henuz bitmeden ben oyle bir kanaatteyim nedense.ama hani,son dokunuslari halledince sanirim,biraz daha alisirim yeni haline..ne de olsa en sevdigim renkler hakim olucak yine,bu sefer en sadesinden,antika tabaklarimi yakistiramayacagim bir mutfak olucak...siyah,beyaz ve kirmizi aksesuarli..ne de olsa,uc kurus fazla olsun kirmizi olsun diyenlerdenim ben..kirmizisiz bir ben,bir ev dusunemiyorum hic bir zaman...

renkli mutfagimdan cikan son yemegimdi balkabagi icinde,sebzeli bulgur pilavi..elimdeki malzemeleri kullandim sadece,olcusuz...balkabaginin rengini,seklini,tadini pek seviyorum ben,bu mevsimde illaki yememiz gerekenlerdenmis kendisi..

boyle iste,yine olcusuz bir yemek goruntusu size,tarifsiz..bir cogunuzun,leb demeden leblebiyi anladiginizi dusunuyorum yemeklere gelince,o yuzden yazmaya bile gerek duymuyorum:)

harika bir hafta diliyorum...mutlu olun tatil sonrasi...ben temizlik yapacagim gunler icin,gun sayiyorum,evimin kokusunu ozledim..

14 November, 2010


uzun zaman sonra mimlenmek....Bir Nefes Istanbul...


blogu ilk actigim zamanlarda beni cok heyecanlandirirdi birinin beni mimlemesi,kendimden bahsetmek,ufak da olsa detaylarimi belirtmek...zamanla,aklimdan neredeyse her geceni paylastigim icin,verilen mimlere tesekkur edip,cevaplamaz olmustum...

bu sefer,cevaplamadan edemiyorum cunku son zamanlarda zevkle takip ettigim blogun yazari,beni kitaplar konusunda mimlemis,kitaplar olunca konu,paylasmadan olmaz degil mi?

mim'e gelince,

"İşte bu keyifli mimin konusu:



Kitaplığınızın karşına geçin. Gözlerinizi kapatın. Derin bir nefes alın. Elinizi kitapların üzerinde gezdirin ve birini seçin. Şimdi gözlerinizi açın. Bir kitap seçmiş durumdasınız. O kitabı satın aldığınız ya da hediye gelmişte olabilir anı hatırlamaya çalışın. İlk kez okuduğunuzda neler düşünmüştünüz, hatırlayın. Şimdi sayfaları şöyle hızlıca bir dolanın ki, kitabın kokusu burnunuza gelsin. Evet, ne güzel bir koku bu! 55. sayfayı bulun. Sayfayı tekrar okuyun. Sayfadan bir paragraf seçin ve mim konusu olarak bunu blogunuza yazın. Daha sonra siz de arkadaşlarınızdan üç tanesine cevaplaması için gönderin.

Mim Kuralları:

- Mimlenenler mimi cevaplamak zorundadırlar, mim bozulamaz.

- Mimin bozulması teklif dahi edilemez.

- Mim yalnızca 3 kişiye gönderilebilir.

- Karşılıklı mimlemeler yasaktır.

- Mim, her bir blog için sadece bir kez cevaplanabilir.

- Mim kurallarının ilk 6 maddesi değiştirilemez."


Pisa kulesi gibi,yana dogru yatmakta olan kitapligimdan elime gecen kitap,henuz okumadigim,okumak icin can attigim,Bir Nefes Istanbul.Sevgili Dilara onermisti bu kitabi uzun bir zaman once,ben de not edip,Sevda'ma siparis vermistim gelirken,sagolsun kirmamisti,hediye oldugu icin daha cok degerli olan ve sevecegime cok inandigim bir kitap benim icin.

55.sayfa'dan sectigim paragraf ise soyle diyor:

otopark'tan acik otoparka dogru kivriliyoruz.burnum cama yapismi girdigimiz alani kavramaya calisiyorum.gucci,boss,lousse vuitton,prada..devasa virinler,baska bir istanbul'dayim.bir saat onceki cihangir'in havasindan oldukca farkli,sosyetik,zengin,sanki istanbul degil de londra,paris havasinda bir atmosfer.gozlerimi markalardan sokaga indirdigimde farkli bir populasyonu izliyoum.istanbul'un icinde ayri bir dunyanin icindeyim.iyi giyimli,bakimli bayanlar,erkekler,global bir profil.global bir profil diyorum cunku istanbul'da oldugumu hissettiricek dokusal bir ayrinti yok.....

devami var bu pragrafin,oldukca uzun ve oyle guzel tasvir etmiski Istanbul'u,bir an once elimdeki,beni gercekten baymakta olan Vadideki Zambak'i birakip,baslamak istiyorum o guzel satirlar arasinda kaybolup,Istanbul'u hissetmeye,hazir Istanbul'uma gitmeme sadece 8 hafta kalmisken...

Sevgili Ece'ye tesekkur ediyorum oyle guzel bir mimi paylastigi icin...

ben kimi mimliyorum peki,ilk gozagrilarimdan,gercek bir kitapkurdu olan Sibel'i,kitap secimlerine oldukca guvendigim Dilara'yi,yine bir kitapsever olan Zeynep'i mimliyorum,kabul ederlerse...

Hepinize mutlu bayramlar...Nice guzel paylasimlar dilerim..

07 November, 2010


portakalli kereviz,pekala kereviz corbasina donebilirmis...


bir kere,kerevizi yapabilmek icin,gercekten pek bir sevmek lazim..kokusunu ozellikle,tadini da tabii ki..cunku kereviz soyabilmek bir marifet bence,tabii ki sabir isi...kocaman sebzeyi soymasi zor,benim gibi kucuk elliyseniz...sevilince iste,dikenine katlaniliyor bir sekilde..


ilk kerevizi,kankim yaninda yapmisti annem,kankim yapraklarini da koy ayse teyze demisti,kokusu iyice yayilsin diye,limonu bol olsun..o zamanlar icine portakal suyu katilacagi hic mi hic aklima gelmemisti.

ben bu sefer icine,elma da ekledim,portakal suyu ile beraber,suyunu fazla kacirdim bu seferlik belki ama,yine keyifle yedim..narenciye tadini,kokusunu seviyorum cok.portakalli pirasayi da cok sevmistim.portakalli kereviz de ayni sekilde yapildi,soganli olaraktan ve elma eklendi..iyiki eklenmisim,kanimca pek yakisti...

tabii soguk gunlerde,soguk yemek yemek ben yine baydi,kalan yemegimi blendirdan gecirip,biraz daha su ekledim,limon suyu ile beraber,afiyetle tukettim..sicak sicak..

boyle iste,olduki degisiklik isterseniz,bir yemektten,iki cesit cikarayim derseniz diye paylasmak istedim.

iyi haftalar olsun..

01 November, 2010


pirasali mercimek corbasi...


soguk sonbahar gunlerinden biriydi ben bu corbayi yaptigimda.amacim dolabimda kalmis pirasami degerlendirmekti,cunku zeytinyagli yemek istemedim soguk soguk,halbuki ne cok severim,bol limonlu.

koskoca tenceremi dolaptan cikarip,malzemelerimi dograrken kendimi tatli cadi gibi hissettim,ne bulursam katmak istedim corbamin icine,olcuyu cok kaileye almadan,en sevdigim corbalardan esinlenerek...(ki onlar icin isterseniz tik ve de tik.) cocukken halamin mutfagindaki halim geldi aklima nedense,amac pisirmeden sadece karistirmak,vakit gecirmekti..yeni gelin olaraktan ne sabir varmis halamda inanamiyorum,mutfagi birbirine katmistim:-)

evde,corba kaynamasinin ayri bir keyfi var kanimca,hani insanin icini isitan,yumusatan...camlari buharlastirip da,uzerlerine kalp cizdirme istegi uyandiran...rahatlatan... piserken,mis gibi kokularin yayilip da,taze ekmegi icine bandirma istegi...corba sezonun ayri bir tadi var,sicak sicak...


malzemeler:

  • 4 adet temizlenmis,minikce kesilmis pirasa
  • 2 adet orta boy pirasa
  • 3 adet minik havuc,kucuk dogranmis
  • 1 su bardagi kirmizi mercimek
  • 5 su bardagi su(kaynatirken katmak icin,blendirdan gecirdikten sonra katilastigi icin 1,5 su bardagi daha eklemeniz gerekicek,corba kivamini yakalamak icin)
  • 1 tutam toz karanfil
  • bir tutam tuz
  • 1 tutam karisik baharat
  • 1 kasik salca
  • zeytinyagi,benimki acili zeytinyagimdan idi
  • 2-3 adet,pisirdikten sonra cikarmak uzere defne yapragi
  • isterseniz,1 tatli kasigi worcestershire sosu
  • 1 adet limon
yapilisi:

sebzeler temizlenip,kucuk kucuk dograndiktan sonra salca ile yagda hafifce kavrulur,suyu ve baharatlari,sosu eklenip,sebzeler yumusayana kadar kaynatilir..yumusadiktan sonra,blendirdan gecirilir,katilastiysa biraz daha su eklenir ve uzerine kirmizi biber,yanina taze ekmek ile servis edilir..isterseniz,uzerine yag yakabilirsiniz,ben yapmadim cunku,yediklerime dikkat etmeye calisiyorum:)

en son okudugum kitaptan ,begendigim bir kac cumleyi paylasmak istiyorum,

**gulumseyisinin kenarina takilip onunla disari cikmak istiyorum...

***kelebegim,kelebegim,kanatlarinin tozlarini uflesem,bir daha ucamazsin.ama ben sana bu kotulugu yapamam,cunku bende ucmayi severim...kelebegim,kelebegim,hahifligini ve renklerini bana ver,sana sans vereyim,sansin varsa ne renklerini,ne tozlarini kimse alamaz....

****kotu seyler dusunme,yoksa seytanlar gelir,kotulukler oluverir...yardim et sen bana,meleklerini cagir,kanat taksinlar bana,ucayim onlarla ben...

hayirli bir kasim ayi diliyorum hepinize,dilerim sizde yapraklarin,kitaplarin,corbalarin keyfini suruyorsunuzdur,herseye ragmen.