Umarim #mutlupazarertesiler olmuştur sevgili okuyucularım.Ben bugün,14 yıldır ertelediğim bir ziyareti gerçekleştirdim,hafifledim resmen.
Bu bloğu ne zamandır okuyorsanız,Tate Modern'in benim için ne kadar özel olduğunu yıllardır biliyorsunuzdur,nice ziyaretini paylaştım burda.
Kardeşi Tate Britain ise nedense hep çok ve ters geldi bana ulaşım açısından,halbuki gayet basitmiş.İnsan nasıl da büyütüyor gereksiz şeyleri gözünde anlamadan.
Ben Au-pairken odamda burdan alınmış,içimi açan renkli resimler vardı,açık renk çerçevede.Sadece renklerini hatırlıyorum,sorduğumdan burdan olduğunu söylemişti ev sahibem.14 yıl oldu,o konuşmadan beri,kendime illa git diyeli.
Sabahın 11'inde kapısına vardığımda,sanırım turist otobüsü boşalmıştı.Bir dolu orta yaşlı insan...
Britanya artistlerinin eserleri sergileniyor,Turner'ın özel sergisinin son günleri.Haftaiçi olmasına rağmen kalabalık,yaş almışlar,genç artistler(Adayları),yerlere formaları ile serilmiş öğrenciler,gördüklerini çizmeye çalışan.
Burda göreceğiniz Fotoğraflar,bana en çok dokunanlar.
Sanattan çok anladığımdan gitmiyorum galerilere,keşke anlasam,okuduklarımı hatırlasam,hissettiklerimi o şık kelimelerle doldurup size de aktarabilsem.
Gözüm gönlüm açılsın,farklılık görsün,gördüklerime hayran hayran bakayım,hayret edeyim diye gidiyorum.Oraya giden insanları izlemeyi,dinlemeyi seviyorum.Görseniz ne temiz İngilizce ile konuşan insanlar var.Kulaklarım bayram.
İşte tanıştığıma sevindiklerim.
Hamo Thornycroft-The Kiss
Turner.Son yıllarını gösteren sergi alt katta olsa da,ben gitmedim.
Neyseki kendisine koca salonlar ayrılmış,en azından bir kısmını görmüş oldum.O ağaçlar,beni benden alan.
(Üstteki genci fark ettiniz mi? Yanında oturup,onu izlemek istedim.Çıkarken konuşmasını duydum,ne güzeldi sesi,ne netti İngilizcesi.Yeter ki,kalbimizde,ruhumuzda engel olmasın)
Patrick Heron- Azelea Garden(böyle birşey bende yapmak istiyorum yazın.Biraz Pollock,biraz Heron)
Henry Moore....Bu videoyu izledik bu bayanla,sonra yanına eşi geldi,anlattı ona da.Sanat,bizi ayakta tutan sanki.
Bu kızın saçlarını sevdim:)Bu galeriyi pek sevmedim.
Edward Collıer,still life.Belki de şimdiki IG kompozisyonlarını büyük dedesi;)
Bu galeriyi sevdim.İnceleyecek çok şey vardı,tepelere kadar.
Damien Hirst( daha önce Tate Modern'de de görmüştüm bunu.
22 yaşında bu tabloyu yapan,John Everett Millais.Ophelia. Ben büyülenmiş bir şekilde bakarken,rehber geldi bir kaç kişi ile,ben de takıldım,dinledim anlattıklarını.O kadar gerçek,o kadar yeşil,bi başka etkiledi bu beni sanki. Resmin fonu önce çizilmiş,model sonradan eklenmiş,suda poz vermekten çok hasta olmuş.
Kırmızılığında ve harflerinde boğulduğum için,bu eserin adına,artistine bakmak aklıma bile gelmemiş:(
İşte benim gözümden Tate Britain.Kafe öyle kalabalıktı ki,bir kahve içemedim.3 saat kalmışım.
Yine gideceğim.
Tate'e bu kadar bağlı benim,nasıl hala bir üyeliği yok,şaşarım.
Mutlu bir hafta olsun.Sanat hep var olsun.
No comments:
Post a Comment