İnsan çok düşünüyor bu kitabı okurken,ben kendimden çok şeyler buldum açıkcası,hayallerin gerçekleşmesi-gerçekleşmemesi konusunda.Herşey (kendi durumumda) cesarete bağlı,hatta sanki deli cesaretine.O cesaretle atladın atladın,sonra kalakalıyor insan kafada hep soru işareti??????????????
Altını çizdiğim nice cümle var,aklıma estikçe yeniden göz gezdirmek istediğim.
" insan sevdiği için sever,aşkın hiçbir gerekçesi yoktur"
""Bir düşün gerçekleşmesini bir tek şey olanaksız kılar;Başarısızlığa uğrama korkusu"
"Ben de herkes gibiyim; Dünya gerçeklerine oldukları gibi değil de olmalarını istediğim gibi bakıyorum"
"Birşeyi gerçekten istersen,onu gerçekleştirmen için bütün Evren işbirliği yapar"
Gibi....
Ahhh bu kitap.Annemin evinde karşıma çıktı.Hangi kardeşimden bilmiyorum ama üçümüzün(kızkardeşler) de okulunun kütüphanesinin damgası var kenarında,sayfalar çok eski,kimisi kopmak üzere.İyiki okudum ama keşke bu kadar gecikmeseydim dediğim kitaplardan birisi.Genç kız ruhu bir dolu Türk filminden beslenmiş bir hatun niye bu kadar gecikti ki bilemiyorum.Yusuf ve Muazzez hiç unutmayacağım iki karakter.Sabahattin Ali'nin dilini çok seviyorum,o kadar yumuşak geliyor ki,sanki o döneme,o köye,topluma ben de ışınlanıyorum.Keşke kulladığı eski kelimeleri ben de gün içerisinde kullanabilsem.
Çizilen cümleler yerine,kıvrılan sarı sayfalar var bu kitapta,dönüp yeniden okuyacağım,çok uzun oldukları için burda paylaşmak istemediğim,hem nedense bu sefer çok özel ve hassas bulduğum.
Velhasıl,Yusuf'u da,Santiago'yu da tanıyın isterim.
İlk aşkımın adı Yusuf'tu ve konuşurken kekelerdi.Yıllar sonra karşıma çıktığında,gözümde yine pek yakışıklıydı.O zamanlar beni Ispanya'ya gönderselerdi,eminim bir de Santiago'm olurdu;) Çünkü şıpsevdilik bunu gerektirir;)
Hepinize süper bir akşam üstü dilerim,FUF'da görüşmek üzere:)
No comments:
Post a Comment