06 November, 2014

Telefonunu evde unutan ben ve Hidiv Kasrı



Bu sabah yetişemeyeceğimi sandığım trene bindim,alışkanlık bu ya,hemen elimi çantama attım.Tatil,Istanbul dönüşü zaten tüm çekilmezliğin ve gıcıklığın üzerinde olan Ben,telefonumu bulamayınca ağlayabilirdim!


Nasıl mutsuz ve yalnız hissettim.Zaten amacım,dost sesi duyup,beni anlayan tarafından sakinleştirilmek istememdi.


Hiç kimsenin telefon numarası ezberimde yok.Ama sorun,hemen rahmetli babaannemin,eski evimizin,anne -baba ceplerinin,Nurdan'ımın numarasını,şakır şakır sıralamazsam ne olayım.


Sanki hayatım bu makineye endeksli...Herkes sanki yanı başımda,bankam bile.Bu zımbırti elimde olunca,iyiyim sanki,daha iyi.Kızdım kendime,ne biçim bağımlılık bu diye.İğrenç!


Hemen sonra kendime kızmayı bırakıp,kitabımı aldım elime.Hiç okumadığım kadar uzun okudum malum ne IG,ne FB,ne whats up var beni sayfalardan ayrı tutan.Meğerse asıl Boşluk ve Yalnızlık kitap olmayınca oluyormus.Boşuna demiyorlar,kitaplar en iyi dost diye.Yarıladım son zamanlarda gayet yavaş okuduğum kitabı.Yemek molamda bile okudum ilk kez.Mis...İşe girdiğimdeki halimden eser yoktu.


Geçen Pazar eski geleneksel Pazar gezilerinden birini yaptık sahil boyu,annem,babam,ben ve Peri.


Ilk önce tam deniz dibinde kahve,Üsküdar'da.Sonra Hıdiv Kasrı.Maksat Peri'yi gittiğimiz,gençliğimizin yerlerine götürmek.


Ne güzel bi duygu o,eski günlerin keyfini,bu dünya Güzeli küçük insanla yaşamak.


Bi dolu gelin-damat foto çekimi.Öp damadı diyen fotocu.Çekingen,üşümüş gelin.


Çok şükür trafik de yoktu o gün,çok şükür nerdeyse her yerde battaniye ve ısıtıcı var zira kimse içerde oturmak istemiyor,hele ben,40 yılda bir gelmişim Boğaz'ın dibine,donmayı tercih ederim ki zaten hastayım,daha ne kadar hasta olabilirdim.



Sonbahar'ın varlığına işte o gün şahit oldum Istanbul'da.



Kahvaltı da varmış artık orda haftasonları.Kişi başı 30 Lira imiş.Namaz odaları,guruplar için özel odalar da vardı.Sadece 1 tuvalet koskoca müesseseye.


Bakırlara bayıldık annemle.Annem çok iyi bir bakır koleksiyoncusudur.


(Bu arada diğer kahvaltı önerisi de Dilek pastanesi,Caddebostan.Haftaiçi 20 Lira,haftasonu 27.Saat 2:30'a kadar açık büfe.İnsanoğlu sanki hep aç,ya da hep gözü aç!)


Burdan sonra istikamet taa 3.köprü ayaklarına kadar.Tabii önce,balık molası.


Kitapsız,telefonsuz kalmadığınız,güzel anılı günler diliyorum❤️

No comments:

Post a Comment