31 May, 2015

Mutfak Tanrıça'sının Yemekleri


Hani hep bahsi geçen teyzelerimden birisi var ya,ailenin kadınları içinde en yeni tarifleri denemeye en meraklı olan,mutfağı,mutfak tezgahı ve masası hiç boş kalmayan,işte O'nun tarifleri bunlar.


Bir sabah kahvaltı ve yağmur sonrası yol kenarında bu otlarla karşılaştık.Aslında ilk kez ben ve Defne karşılaşıyoruz çünkü eskiler tanıyor.Annem,bak bu zimlanga diyor,yemeği yapılır bunun.Nasıl yani derken hepimiz,ananem başta olmak üzere birer demet topluyoruz çünkü ot meraklısı ben illa ki denemeliyim! 


Otların daha çok üst kesimlerinden toplamalıymışız çünkü daha taze oluyormuş.


Yapılışı ise çok basitmiş,zimlangaların telleri ayıklanıp,suları sıkılırmış,kavrulan yağ ve soğana eklenip biraz daha kavrulup,tuz karabiber ve kırmızı biber eklenirmiş.Hemen herşeye yoğurt katmayı seven ben,yoğurtla ve taze ekmekle büyük bir zevkle yedim.


Buğday aşı çorbası.Teyzem sanki beni duymuş gibi yapmış bu çorbayı.Aylardır dolapta duran buğdaylarımla ille de bu çorbayı yapayım diyordum,ilk kez Bingöl'de başka bir teyzemde denemiş ve hep çok sevmiştim.Bizde mısır çorbası yapılır,ona benzettiğimden sevmişliğim,yaz günleri soğuk da içildiğinden,içine katılan yoğurttan dolayı bunlara olan büyük sevdam.

Velhasıl,teyzem sayesinde bu çorbaya olan özlemimi de gidermiş oldum.

Yapılışı ise:Akşamdan suya koyulan buğdaylar sabah haşlanır.Bir kase yoğurt,yumurta,iki çorba kaşığı un iyice çırpılır.Haşlanmış buğdaylar soğuduktan sonra çırpılan malzemenin içine katılır,katı olduysa biraz daha su eklenebilir.Buğdaylar ılık olmalı yoksa yoğurt kesermiş.Annemin dediği gibi aslında bir nevi yoğurt çorbasının buğdaylısı bu:)


Gelelim Isırgan otu yemeğine.Bunca yıldır hep duyduğum ama hiç denemediğim yemek.Halbuki annemler gayet sık yaparmış,bana hiç kısmet olmamış.Teyzeme hiç denemediğimi söyleyince ananemle gidip yine yol kenarlarından toplamış ve akşam yemeğine bana süpriz olarak yapmıştı.Canım teyzem benim.Bu da aslında ıspanak yemeği gibi pişiyormuş.Soğan,yağ kavrulur,salça taze soğan eklenir(annem isterseniz pazı da katabilirsiniz diyor).Diğer yandan ısırganlar yıkanıp doğrandıktan sonra kaynamış suda 10 Sn kadar bekletilip süzülüp kavrulmuş malzemeye eklenir üzerine 1 çay bardağı bulgur katılıp,üzerini biraz geçicek kadar su eklenip pişirilir.Suyuna taze ekmek banılıp,büyük bir aşk ve hayretle yenilir.El yakan Isırgan nasıl olur da ağız ve mide yakmaz;)

Bana ne zamandır denemek istediğim yemekleri deneme  fırsatı veren teyzeme,tadı hem damağımda hem kalbimde kalan bu son Karadeniz gezime,bakmaya doyamadığım fotoğraflara,canım aileme ne kadar şükretsem azdır.

Hepinize dopdolu bir hafta,Haziran diliyorum,aşk,sağlık,anı...Ne ile doldurmak isterseniz artık.Ne de olsa boşluk hoş değil;) 

29 May, 2015

FUF❤️❤️❤️Teşekkür Cuma'sı


İçimiz pır pır bugün,çünkü bir nevi bayram ve en güzel bayram içimizdeki bayram,mutlu olsun,güzel geçsin.Evden çıkmadan kahvemin soğumasını beklerken yazıyorum,muhtemelen trende bitiriyorum;).Alarmsız kalktım,ne büyük mutluluk o sesi duymamak!!! teşekkürler kuşlar,kazlar!!!


Babamın alıp da ben gelirken buraya gönderdiği eriklere(çok seviyorum çokkkk)


Bu çiçeğe,içim şakıyor sayesinde;)


Otobüste yanımda bulduğum çubuk krakere ve saçımdan aldığım anane yemenisine,o an çok mutsuzdum ve öyle iyi geldiler ki,yemeni mendil yerine kullanıldı:(


Gelinciğimin babasından hediye sırt çantama,artık tek çantalıyım,nasıl kullanışlı,evim cidden sırtımda,yormuyor beni artık!


Mutlu düşün,mutlu ol diyen hatırlatıcı istasyon yazılarına:)


Hafta içi yemek keyiflerine,ille de İtalyan belki de Hint:)


Kahvenin güzel sunumlarına,aklımda kalan fincanlara:)


Evime gelen çokkkk sevdiklerime:)


Beni aktif tutan bu merdivenlere:)


Bank üstü mini pikniklere,yanımda çok sevdiklerime,müteşekkirim:)

Iyiki varsınız,okuduğunuz için size hep müteşekkirim:)

27 May, 2015

Akcaabat-Ortamahalle



Günaydın,keyifli bir hafta ortası diliyorum.Karadeniz turumun sonuna geldik,bir mutfak tanrıçamın tarifleri kaldı.O da inşanlah yarına.Blog sayesinde fotoğraflara çok gidip gelip baktım,her seferinde kalbimin yine oralarda kaldığını,ne şanslı olduğumu düşündüm.Zenginlik cidden aileden geliyor,hem de maddi olarak değil!

Önce bir sabah kahvesi,ananemin Uzungöl'de pek sevdiği,nazlatmaya doyamadığı,benim almadan (kendisine) edemediğim mini bakırlar eşliğinde,çiçekler Peri'den tabii ki:)


Akçaabat'a köfte yemeğe gitme geleneğimiz vardı her ziyaretimizde,bu sefer biz tecrübeliler köfteyi teyzemin elinden yediğimizden,kuzenlerimin keşfi Ortamahalle'ye gidip gençlerle köftecide ayrılmaya karar verdik.


Sanırım hepimiz oraya biraz aşık olduk,hele okulu o kadar güzel ki,pencere önü güzelleri ile dolu.Kuzen okul bahçesinde top oynuyordu O'nu bulduğumuzda:) O an sanki filmlerden fırlamış gibiydi. 


Hoş bence burda bir dizi yaparlar kesin!


Avlulu evler....


Bu sokaklar,çeşme,köşedeki lise bana Emirgan'ı hatırlattı.Canım Emirgan!!!!



Şirin bir sokağa daldık ki kenarlarından sardunyalar fışkırıyor.Ben mest oldum,şaşırdım,nasıl böyle bir güzellik olur.En sevdiğim dışarı çiçeği,heryere yakışır! Plastiğe,paslanmış tenekeye,asortik saksılara.Ama sanki yol kenarında bir başka,ne çok sevdim ne çok!


Maşallah size❤️❤️❤️



Sardunya sokağın sonu( ben koydum adını) buraya çıkıyor,bu eve....


O sokakların süprizi bize bu gizli köşe işte:)


Yine avlulu bir evin önünde,mor salkımlardan dolayı fotoğraf çektirmek istiyoruz.Biri  husky diğeri kıvırcık beyaz bir cins! Nasıl kızgınlar bize,boşuna verilmemiş bu uyarı!

Teyzem meraktan avlu kapısını açan teyzeye selam veriyor,ne güzel burası,mahalleniz diyor(teyzem oraya çok aşık oldu cidden,dayımı da götürüp daha iyi,uzun vakit geçirmek istiyor) Kadıncağız da burası mı? Diye soruyor şaşkınlıkla!!!

Nasıl beğenilmez ki,tertemiz,sakin sokaklar! Ahh insanoğlu,başkasının bahçesinin yeşili hep daha yeşil değil mi?


Kahve molası Timurcuoğlu Konağı'nda.


Daha çok keşfedilmemiş sanki,yeni sayılır diyor kuzen.Genelde öğrenciler var,muhabbet içinde.Kocaman balkonlu bahçesi.


İçine bayıldık.



Insanın bu mahalleye yerleşesi geliyor.

Hepinize mutlu bir gün diliyorum.

24 May, 2015

Ayder ve Fırtına

Kalbimize,aklımıza yazılı yerler vardır ya,işte benim için onlardan birisi Rize,Ayder.Hatta Ayder yaylasından daha çok Fırtına ve Ayder'e gidiş.


1 saatlik araba yolculuğundan sonra,daha fazla yukarılara çıkmadan geleneksel kahve molamızı Fırtına'da verdik.


Girer girmez manzara ve karşılayan bayanlar bizi mest etti zaten,kahveden önce etrafa bakış ve bir dolu foto çekimi.


Burda rafting de yapılıyor,organizasyon için ne gerekliyse orda var ama yapanları görmedik o gün,zaten yukarı çıktıkça bir dolu rafting yeri var.


Kahve içerken 55 yaşındaki annem rafting yapmak istediğini söyledi,ben şoktan sonra büyük bir mutluluk yaşadım çünkü ben de yapmak istiyorum,kendime harika bir suç ortağı bulmuşum,daha ne isterim.O gün anneme söz verdim ya oraya geri dönücez ya da seneye tatilimizi rafting yapabileceğimiz bir yerde seçicez,bu duyguyu onunla yaşamak,O'nun bu hayalini gerçekleştirmek artık boynumun borcu,hem anneme hem bana ödül :)


Bu insancanlısı koca yürekli sakin köpekte kalbim kaldı.Hoşsohpet abla adının Fırtına olduğunu söyledi.Çok sevdim ben Fırtına'yı.



Belki bir gün bu köşeye geri dönerim;)


Ayder'e çıkarken manzara ömre bedel.Bu taş köprüleri yakınen görmek hayallerimden birisiydi,çok şükür gerçek oldu.





Yukarılara doğru çıktıkça dayım küçük şelalerden birini göstermek için durdurdu bizi,her zamanki gibi fotoğraf molası verdik ki,bu teyze ile karşılaştık.Yanımıza geldi,gideceğimiz yere kadar bırakabilirmiyiz diye sordu.Önümüzde inekleri yolu kaplamış,darmadağınık bir şekilde yolun hakimleri olarak yavaş yavaş yürüyorlardı:)




Ayder'e girmeden para ödediğimiz yerde bıraktık teyzeyi,teyzem adını sor dedi,Emine Yazıcı imiş,nüfusa kayıtlı.Dayımın arabasında geldi oraya kadar,nasıl şeker.Oğlunu bekleyip,ordan gidecekmiş eve.




Ayder.Gördüm ama hakkını veremedim sanki.Daha çok zamanım olsa,o siste,ağaçlar içinde uzun çok uzun yürüyüşler yapabilseydim keşke.

Defne'ye burayı büyüdüğünde anlatmak için can atıyorum açıkcası,küçük çaplı bir wc kazası yaşadı alışık olmadığı alaturka tuvalette.Canım benim,nasıl üzüldü,hadi sana kara lastik alalım dedik,denedi hiç beğenmedi.Sonrası anane yanı,arabada değişme ve Rize Merkez'de ilk gördüğümüz ayakkabıcı:) Gözünün içine bakan ananenin varlığına binbir şükran.


Ayder'den yol için aldığımız portakallı çörek ve mısır unu helvası.Ne kibardı bunları satan çocuk,1 liranın hesabını etmeyen,bozuk yok diyince hiç önemli değil abla diyen.Arabadan aldım 1lirayı,ona binlercesi dönsün diye verdim,hak geçmesin,1 lirayı bulamadığımız günlerden korusun bizi Sevdiğimiz.

Sevdiğimiz yollar hep açık olsun dilerim,gerçekleşmeyen hayalimiz kalmasın.Mutlu geçsin bu hafta.