Bu kitabı aldığım günü dün gibi hatırlıyorum.Kıştı,Istanbulda idim.Carrefur'a (nasıl yazıldığını hatırlamıyorum) gitmiştik ve her zamanki gibi Remzi'ye uğramıştık.Bu kitap en öndeydi ve o zamana kadar hiç duymamış,görmemiştim kendisini.Romanyalı arkadaşımı pek sevdiğim için (cidden sebep bu idi) aldım,yeni bir yazarla tanışırım diye sevindim hatta:)
Geçen gün bitirdim,su gibi aktı içindeki 3 hikaye,Adrien adlı bir çocuğun ağzından.3 hikayede de hayatındaki 3 adam.Bataklıkta bir gece'de dayısı Dimi ile tanışıyoruz,Kodin'de ise mahallenin kabadayısı Kodin ile arkadaşlığı,Kodin'in anne-babası tarafından hor görülmesi,aşağılanması,sevgilisi tarafından aldatılması yer alıyor.Kodin'in hayatındaki en saf ve güzel şey Adrien ile kan kardeşlik ilişkisi.
Son hikaye de Kir Nikola.Adrien'in patronu,Arnavut Kir Nikola.Gözümde pek sempatik,ton ton,çok dolu bir yufkacı canlandı okurken.Adrien ile,muhabbetleri fazlasıyla okumaya değer.
Bu hikayeden en sevdiğim satırlar ise;
"ister Yunanlı,ister Türk,ister Tatar olalım,zavallı insancıklarız hepimiz.ulus lafı,iki çeşit insanın hinoğlu hinlerle salakların benimsediği boş bir sıfattır.ve ne yazık ki,ulusçuluğa inananlar arasında,pek az sayıda içten kişi de vardır,sınırlar da onların yüzü suyu hürmetine ayakta durmaktadır zaten.yoksa şimdiye dek çoktan ayvayı yerdi bu ulus lafı"
Kesinlikle tavsiye ediyorum,İstrati ile tanışmayan kalmasın isterim.
Hepimize nice okumalı günler dilerim❤️
No comments:
Post a Comment